Biz Kimiz?
Akciğer Damar Hastalıkları Vakfı (ADAM); akciğer damar hastalıklarının geniş yelpazesi içinde yer alan idiyopatik , kalıtsal veya ilaç ve toksinlerle veya doğumsal kalp hastalıkları, bağ dokusu hastalıkları, sol kalp hastalıkları, kronik solunum sistemi hastalıkları başta olmak üzere, farklı metabolik, genetik, sistemik hastalıklar ile ilişkili olarak ortaya çıkan akciğer hipertansiyonu (pulmoner hipertansiyon), akut akciğer embolisi, kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon ve diğer akciğer damar tıkanıklıkları gibi hastalıklarda, ülke çapında güncel kanıta dayalı erken tanı, hasta odaklı takip ve tedavi yaklaşımlarını yaşama geçirmeye yönelik eğitim, araştırma ve farkındalık düzeyini yükseltecek toplumsal sorumluluk projeleri geliştirmeyi ve ülkemiz pratiğinden bilimsel literatüre özgün katkılar sağlamayı amaçlayan, farklı disiplinlerden gelenve alanlarında akademik yetkinliği kanıtlanmış akademisyenler tarafından kurulmuştur.
Ana felsefemiz
Göğüs hastalıkları, çocuk ve erişkin kardiyolojisi ve kardiyotorasik cerrahisi, vasküler/endovasküler cerrahi, kalp-damar görüntüleme, yoğun bakım , romatoloji ve diğer iç hastalıkları dalları, acil ve aile hekimliği, tıbbi genetik, moleküler biyoloji, biyoistatistik ve halk sağlığı, klinik farmakoloji, hemşirelik/tıbbi teknisyenlik ve psikoloji alanlarından gelen birikimleri tek bir pota içinde kaynaştırmaktır. Bundan ötürüdür ki ; şiarımız; disiplinler arası ( multidisipliner ) işbirliğini , disiplinlerüstü (ultradisipliner) ortak bir üst dile taşımak olacaktır. Doğaldır ki; bu işbirliği, karar alma süreçlerinde verilen hizmetin odağında yer alan hasta ve yakınlarını da paydaş olarak kabul etmekle yükümlü olacaktır.
Vakfımızın orta vadede hedefi bu birikimlerin uluslararası alanda saygınlığın kazanabilmiş bir Ulusal Akciğer Damar Hastalıkları Enstitüsü ile taçlandırılması olacaktır.
Logomuz
Kökleriyle toprağın derinlerinden, farklı alanlardan neşet eden , birleşik bir gövde ve göğü kucaklayan dallarıyla akciğer damar yatağını temsil ettiği gibi, bir diğer anlamıyla , yerçekimine meydan okuyan yüksek amaçları da simgeleyen bir ağaç olacaktır. Bu simge inanıyoruz ki; disiplinlerüstü (ultradisipliner) yaklaşımın da en güzel ifadesi olacaktır.
ADAM ismi acaba biraz eril bir ifade olmuyor mu ? Bu, doğal olarak ilk akla gelen soru olacaktır. Ama, kayın ağacının eski Altay Türk kültüründe , eş ve özellikle kadın anlamına da geldiğini öğrendiğimizde , ve akrabalık tanımlarının ana omurgasını kayın kelimesinin oluşturduğunu hatırladığımızda ise yüreğimize su serpilecektir. Kayın ağacının dalları yoluyla , türdeşi olan diğer ağaçlarla “kaynaşma” özelliği de bu simgenin kadının doğurganlığına bir atıf olarak kabulunu güçlendirmiş olması mümkündür. Sonuç olarak, ADAM aslında, ağacın simgelediği kadının gölgesinde var olmaktadır !